Holyone Yönetici
Mesaj Sayısı : 3850 Paylaşım Gücü : 9917 Rep Point : 106 Kayıt tarihi : 25/02/09 Yaş : 31
| Konu: Yokum Artık.. Yokum Sayın Beni... Perş. Ağus. 20, 2009 11:23 am | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Yürüdüm yüreğimin yollarına sererek hıçkırıklarımı yağmur yağmur tomurcuklara yağdı gözyaşlarım en içli sevdalarla beslerken yüreğimi duygularımı aşkın denizine düşürdüm acılarki zemheri kadar karlı, bir yol gibi uzun kimseler görmesin diye gözlerimde sel sel taşan yalnızlığı kimseler duymasın diye sesimi ışık sızmayan bir bodrumun karanlığına gömdüm yüzümü ey dedim sustum hey dedim sustum ah dedim sustum vay dedim sustum unutsun yollar beni unutsun güvercinim öldüm kirletilmiş gökyüzüne savurarak hayallerimi yükleyip cesedimi yüreğimin ağrılarına kayboldum korkunç uğultusunda rüzgarların acının sevinçle kucaklaşacağı zamanlara saklamak için gözyaşlarımı bir yıldızın karanlığa gözkırptığı gecelere bıraktım anılarımı dertlerimi denizlere saldım ki; alıp götürsün uzak bir kıyıya gemiler Ey hayat kırgınım sana hüznüm yırtık gömlek gibi duruyor her gün sırtımda kırılgan bakışlarımda hüzün sızıyor aynalara her gece ne kimselere anlatacak bir öyküm var, mutlulukla başlayan ne de bir sevinç, gözlerimde bahar yeşili umutlar taşıyan suların ötesinde bir çiçek büker boynunu her akşam adı gül kokusu gül, rengi gül, gözyaşı gül, iki gözü iki çeşme mutsuz, avuntusuz ve suskun dudağında yitirdim şarkılarımı, şiirlerimi o aşkın ey dedim sustum hey dedim sustum ah dedim sustum vay dedim sustum unutsun yollar beni unutsun güvercinim ey gecelerinde kahrolduğum hayat sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir artık bu yerlere sığamıyorum gökyüzünde katar katar turnalar göçüyor sılama turnalar gidiyor ben kalıyorum uyku tutmuyor geceleri yitik düşlerimin gölgesine sığınıyorum gölgeler gidiyor ben kalıyorum bilki göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa hasretim ince bir yoldur yangınlara kırıldı kendime saklaya saklaya içimdeki gül tut ellerimden ikigözüm alıp beni sevinçlere götür vefasız dünyanın ihaneti bitirdi beni ardına saklanacak gölgemde yok sevinçler dağıtırken acılar toplayan bir çardak kuşuyum şimdi şimdi ömrüm, saçlarım kadar karlı ve puslu hüzünlü bir ırmaktır şimdi yanaklarımda yüreğime akan bilki artık hiç bir şey avutmuyor beni şefkatine sığındığım sıcak bir kucak bile ezilmiş gelinciklerin çığlığında gizledim sesimi ve gözyaşımı kırların ürperişi gibi dökülüyor dudağımda sözcükler hıçkırıklar boğazıma tıkanıp kalıyor her defasında her defasında dudağımda binlerce şiir kanıyor binlerce şiir yanıyor içimde her defasında ah yaralı güvercinim içime vurma kanatlarını ya topla git yaralı kanatlarını içimden ya gittiğin yere benide götür... kimse aldırmıyor artık sevdalara ah gönül duygular mı köreldi? biz mi yetimiz ah! acının ve aşkın kesiştiği yerde avcıların sarp kayalara sürdüğü iki ceylan gibi kaldık tutup kime anlatsak acıyan yanlarımızı yaralarımız ağıt olur uçar gökyüzünün boşluğuna yüreğimin içini sevgi ile doldurup yakmak geçiyor içimden ve savurmak küllerini her sabah seher yellerine kurtulmak için prangalardan bilirimki, yaşamak saralı bir sancıdır sancıyan yaralara ey dedim sustum hey dedim sustum ah dedim sustum vay dedim sustum unutsun yollar beni unutsun güvercinim ah yaralı güvercinim yüreğimin ince sızısı benim gidiyorum işte hep üşüdüğüm bu hayat sahnesınde gözlerimde iki yetimlik ah gidiyorum yolculuklara hüzün rengi veren şiirlerle kan rengi şarkılar bırakıyorum kalanlara gölgemde yok arkasına saklanayım sayki ben hiç ağlamadım, gülmedim hiç ateşe tutmadım yüreğimi tatmadım sevgiyi, acıyı, ihaneti sayki ben hiç doğmadım, yaşamadım, ölmedim yokum artık yokum sayın beni ölmüş gibi değil, hiç doğmamış gibi | |
|