Kitabın Adı:Damla Damla
Kitabın Yazarı:RUŞEN EŞREF ÜNAYDIN
Kitabın Yazılma Yılı: 1946
Kitabın Yayınevi: REMZİ KİTAPEV
Kitabın Basım Yılı: 1998
Sayfa Sayısı:140 sayfa
Kitabın
Konusu: KONUSU: Yetmiş altı küçük parçadan oluşan bu kitabın
çoğunlukla kısa birer paragraftan ibaret olan ilk kırk beş yazısında
doğaya, hayatın bütün güzelliklerine ve karşı cinse duyulan aşk
temaları hâkimdir. Ancak, bu duyguları dizginleyen bir Ölüm teması da
beraber işlenmiştir. Yazar, önceleri kendisini hayata bağlayan doğa ve
aşk peşinde koşarak gider. Ancak, bu koşmanın kendisini ölüme
yaklaştırdığını görünce de, duygularını dizginlemek ihtiyacı duyar:
Açıklama
“Damla
Damla” kitabı ülkemizde yeni harflerle basılan ilk eserdir. 1928, 1929
ve 1947 yılında baskıları yapılmıştır. Yeni baskısı beklenmektedir.
Yazar,
bu kitabın ilham kaynağının Atatürk olduğunu belirli tir. Atatürk, bir
konuşmasında, Ruşen Eşrefe birkaç kelime söyler ve bunların anlamlarını
açıklamasını ister. Ruşen Eşref, anında cevaplar. Bu kelimeler
etrafındaki konuşmalar, daha detaylı bir eser yazması için kendisine
yol gösterici olur.
Kitabın Özeti:
“Ruhumun yarı aydınlığında
renk renk kadın saçları, çılgın ve istekli nidalar halinde yükseliyor,
yayılıp kayboluyor… Arkaya savrulan saçlarla İleriye atılan avuçlarım
arasında hep o bir karış aralık var… Onu aşmağa ömür yetmeyecek…”
“Ne
dediniz?Hayatı sevmiyor muyum? Canımın kadehi onunla dolu!…Daha o
ovucumun sıcaklığı ve göğsümün çarpıntısı iken bile ona hasretle
bakıyorum. Zira, bir gün o bende de tükenecek, sizde de…”
Kırk
altıncı yazıdan itibaren de, yazarın ölüm karşısındaki acizliği iyice
belirginleşir ve buna bağlı olarak ölüme ve hayata bakış açısı da
sertleşir. …
“Ecel, vazifeni anlamıyorum, işinden iğreniyorum” demekle yetinmez, işi Tanrı’ya isyana kadar götürür:
“Yanlış hesaplı mimarın gadrine yazıklar olsun!..”
Kitabın
sonuna doğru ise, gerçeği kabullenmiş ve teslim olmuş bir haldedir.
Bütün canlı hatta cansız varlıklar için geçici olmanın kaçınılmaz son
olduğunu dile getirir. O zaman, hayata bakış açısı da ilk yazılarındaki
coşku ve bağlılığa yaklaşır:
“Hayat, ey çağıltılı su, ev bu suyun
üstünde kımıldanan ışık! Bütün eziyetlerini toplayıp da yalnız bana
çektirsen bile seni sevmekten usanmam…Toprağın altında da duygum
kalırsa, bil ki, anacağım sensin, düşüneceğim sen, özleyeceğim sen…”
Kitabın
Yorumu:Güzel hikayelerden oluşan ama dili ağır ve sürekli aşkı
anlatıyor.. Pek birşey anlaşılmıyor çocuklara göre biraz ağır bir kitap.